Dershane günleri, bizim evin halleri

on 24 Ağustos 2010
İşte tüm sene boyunca gelmesini beklediğim o 2 aylık tatil bitti bile... Nasıl geçti ve bitti anlamadım ki!
Hep zaten güzel şeyler, hemen bitiverir. 40 dakikalık dersler bitmek bilmez, 10 dakika tenefüste koştura koştura bi şişe suyu bile zor alırsın. Hep ama hep böyledir işte.

Dershanem başlayalı 1 hafta oldu. Hedeflerim yüksek olduğu için şimdilik moralim yüksek. Tek sorun uyanmak. Çünkü şu son günlerde uyku sineği tarafından ısırılmış gibiyim. Bir dış etken tarafından dürtülmedikçe, tüm gün uyuklamaya oldukça meğilliyim- ki yapmadım şey değil! Her neyse; işte bu yüzden, dandirik cep telefonum, i-podum, eve temizliğe gelen abla, annem, babam, ev telefonları dahil pek çok farklı cisim, beni uyandırmak üzere programlanmış durumda. Hatta ve hatta, yalnızca sabahın o yakıcı güneşi salonun koltuklarına geliyor diye, 1 haftadır yeni yatağım salon koltuğu olmuş durumda.

Şimdi uykum yok mesela... Ama yatmam gerek çünkü; sabahları "10 saniye arayla çalmaya başlayan alarmlara rağmen kafamı yastığa gömüp, uyumaya devam etmek" gibi bir düşünce aklımdan geçmiyor değil...

Hayırlı ramazanlar, banada güzel uykular.

Hee bu arada buradan Çeşme'deki B.B'ye sevgiler :) ( Bakalım oralardan da beni takip ediyo musun?)

Öpüldünüz.
on 18 Ağustos 2010


Whatever tomorrow brings, I'll be there,

With open arms and open eyes.

Yalnızlık Paylaşılmaz...

on 16 Ağustos 2010
"Yalnızlık içsel bir şeydir, taşkınlık da onun dışavurumlarından biridir." dedi Aslı Erdoğan, 'Kabuk Adam' kitabında...
İçinde yalnız olan, ama dıştan taşkınlık yapan, gülüp eğlenen bir benim sanırdım. Ama ben, sen hatta Aslı Erdoğan bile böyleymiş. Gördün mü?

"Yalnızdım. Zaten her zaman yalnızdım. Bir süre onunla birlikteyken yalnız değilmişim gibi davranmıştım, ama öyleydim."

Yalnızız, hepimiz. Kabullenmek istesenizde, "hadi be ordan!" deseniz de ekrana doğru, ya da "melankolik bu kız be, amaan!" diye umursamaz tavırlara bürünseniz de; gerçek işte.

Paylaşılır sanmıştım bir de ben bu herkesin içindeki yalnızlık, Özdemir Asaf'a inat. "Paylaşırım ben!" diye tutturmuştum, omuz sallamıştım. "Banane! Banane!"

Özdemir Asaf'tan özür dilerim. Paylaşılmaz işte, olmaz. Kimse bilmiyor içinden düşündüklerini. Ne kadar yazsan, çizsen fark etmiyor. Satırların arasını yanlış okuyor karşındaki, çizdiklerini katlayıp cebine koyuyor bir anaokul faaliyetiymiş gibi.


"Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.

Bir düşünde beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz."



An-neseseri

on 09 Ağustos 2010

Evet, hepsini ben yaptım.
Evet, birazcık sıkıldım.
Garip ve gereksizler, biliyorum.
Ama seviyorum!

Twitterlandım, kuş gibi şakıycam!

Bugün can sıkıntısından ben de bi Twitter kullanıcısı oldum hatta ilk 3 tweetimi bile girdim.
Çok gururluyum. Dershane başlayana kadar her türlü boş işi denemeye kararlıyım.
May neym is Bond,
boş işler müdürü Bond.


İşte ilk tweetlerim : 
( ne bu ya ilk çocuklarım falan gibi bi hava yarattı bende niyse...)
1- Öksürmekten sıkıldım, kim benim yerime devam etmek ister?
2- Ntv'de "çölde hayatta kalmak"la ilgili bilgi veren adam, sen nesin? Ayrıca canlı canlı çekirge yemeni izlemek psikolojimi bozmuş olabilir.
3- Annemin tatilden döndüğü anda, sanki birikmiş işleri yetiştirmesi gerekiyormuş gibi panik bir durumda, evi toparlamaya başlaması...

Ve cik cik cik..
.

on 08 Ağustos 2010
Evde tek başıma televizyon izlerken niye hep karşıma güzel korku filmleri çıkar ki?

All I Need

on 06 Ağustos 2010
All I need is a Coldplay concert right now.
where I can loose control and just get lost,
even though every door I ever tried was locked,
their music will guide me home and try to fix me...

Coldplay, come to Turkey,
And fix me.

 

Borderless Dreamer Design by Insight © 2009