on 22 Temmuz 2015

I have only two emotions,
Careful fear and dead devotion.

I can't get the balance right.
With all my marbles in the fight.
I see all the ones I went for
All the things I had it in for
I won't cry until I hear
Because I was not supposed to be here.

Everything I love is on the table.
Everything I love is out to sea.


Herşeyin yeri ve zamanı var

on 20 Temmuz 2015
Upuzun bir mesajı okuyamadan silmiştim çünkü zamanı değildi. Okumak sadece beni ve hayatımı parçalayacaktı. Şimdi aylar (hatta belki de yıllar) sonra aklıma merak düştü. Neler yazıyordu orada, okusam nereye taşıyacaktı beni?

Zamanın hızına şaşıp kalırım demişti bir şair.

Şaşkınım ve o uzuuun mesajı merak ediyorum bugün.


Hayatımda yazdığım duygusal ve daha pek çok anlamda en uzun mesaj da bu:

"Hiçbir şey konuşmasam ve sadece boş boş gülsem de anlatmaktan yorulmadığın için,
Sıkı giyinmem konusunda beni baba gibi azarladığın için,
Beni hayatımın ilk maçına götürüp, GS'dan "bi cacık" olmayacağını kanıtladığın için,
Ders çalışmama yardım ettiğin için,
Dövmemi yaptırırken yanımda olduğun için,
Teoman konserinde, sahneyi bile görememem ile dalga geçtiğin için,
Yemek hazırlayıp, karnımı doyurduğun için,
Benimle kantine kadar indiğin için,
GS'nin yediği golleri, futbolcunun ismi ve dakikasıyla mesaj atarak eğlenebileceğim biri olduğun için,
Bu mesajlara sinir olduğun için,
11'de evden çıkıp, ancak12'de beni eve bıraktığın için,
Sınıfıma "sefte" diye girip beni uyandırdığın için,
Küçükken arabalarla olan yakın dostluğun için,
Yarın okulda fizik çalışacağın için,
Eldivenlerimi kaybettiğin için,
Gözlüğünü kırdığım için,
Ölü gibi olduğum zamanlarda bile yüzüme bakabildiğin için,
Rüyanda beni Pascal Nouma'yla evli gördüğün için,
Göbeğimi çok sevdiğin için,
Sana iki bisiklet taşıttırıp arkadan seni gülerek izlediğim için,
Karın kaslarımı kıskandığın için,
Benim yanımda dilinden baloncuk atmadığın için,
Yakında oturduğun için,
Ben istemesem bile sokağın içine kadar girip beni bıraktığın için,
Sarhoş olup benimle konuştuğun için,
Kapı önü sohbetlerimden sıkılmadığın için,
"Ölüm" dediğim an bana kötü kötü baktığın için,
Konçerto isimlerini ezbere bildiğin için,
"Gitme, sana muhtacım; gözümde nursun, başımda tacım..." gibi Zeki Müren şarkılarını bana öğrettiğin için,
Sürekli "Kim" dememe sinir olduğun için,
10 kat giyinip yinede hasta olmayı başarabildiğin için,
3 metre uzağından nefes alıp almadığını anlayabildiğim için,
İnternet sitelerimin arasına webaslan.com'u eklediğin için,
Bizim evin ıspanağını beğenmemiş olmana rağmen yediğin için,
Telefonda benimle gerindiğin için,
Sürekli ödemeli attığın için,
Kulakların üşüdüğü için,
Bulduğun her Nutella'yı parmakla yeme alışkanlığın olduğu için,
"İşin gücün zarar" olduğu için,
Küçüklük videolarını bana yolladığın için,
Nirvana Burning'in kim olduğunu bilmemi sağladığın için,
Orjin köfteye yaklaşmama izin vermediğin için,
Çocukluk resmimi arka plan yaptığın için,
Şu an ders yapabildiğin için,
Blogumdaki "Önceki Kayıtlar"ı daha önce fark etmediğin için,
Sana olan yazıyı bulamadığın için,
Ve başka bir sürü şey için seni çok seviyorum :)"

Hala her satırını anımsıyor ve çok derinden hissediyorum.

 

Borderless Dreamer Design by Insight © 2009