Gönderen
borderlessdreamer
zaman:
00:29
Sakalım yokki...
Hürriyet'in haberinden:
" TAPDK’nın yeni yönetmeliği, alkollü içki reklamı ve satışına ilişkin kısıtlamalar getirirken, belirsizlikler nedeniyle sektör tedirginlik yaşıyor. Uzmanlar, “Belediyeler içkili mekânları şehir dışına itiyor. Yeni yönetmelikle şehir dışındaki ve yol kenarındaki tesisler de içki ruhsatlarını kaybedebilir” dedi....
Yılbaşı sepetlerine içki koymak yasak, bedelsiz içki sunumu yok
Rakı-balık, rakı-meze, şarap-yemek uyumu vb. her türlü içki ve yemek görselinin bir arada kullanılması yasak. Bu yasak nedeniyle, restoranların ekonomiyi canlandırmak için yaptıkları restoran haftaları, tadım günleri gibi etkinlik duyurularında içinde içki ve yemek olan menüler kullanılamayacak, özel şarap- yemek geceleri yapılamayacak.
Boğaz’da, deniz kenarındaki bir restoran kendi tanıtımını yapmak için, üzerinde içki servislerinin olduğu bir yemek masasını veya hangi içkileri sunduğunu ne müşterilerine ne de yerli-yabancı turiste tanıtamayacak.
Boğaz’da, deniz kenarındaki bir restoran kendi tanıtımını yapmak için, üzerinde içki servislerinin olduğu bir yemek masasını veya hangi içkileri sunduğunu ne müşterilerine ne de yerli-yabancı turiste tanıtamayacak.
Bakkalda gofretle rakı yan yana konulamayacak. "
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/16730038.asp
Ben size dememiş miydim?
( http://borderlessdreamer.blogspot.com/2010/09/alkollu-kokteyl-olur-mu-cok-ayp.html )
Tophane'de sanat galerilerinde içki içiliyor diye yaşananlar normal değildi. Bunun geleceğini biliyordum; ama ben bile bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum.
Adım, adım İran'a...
Ben size dememiş miydim?
( http://borderlessdreamer.blogspot.com/2010/09/alkollu-kokteyl-olur-mu-cok-ayp.html )
Tophane'de sanat galerilerinde içki içiliyor diye yaşananlar normal değildi. Bunun geleceğini biliyordum; ama ben bile bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum.
Adım, adım İran'a...
Stuck in the middle
Gönderen
borderlessdreamer
zaman:
20:40
Care to see my reason?
Care to put your life in mine?
Looking at life from the perspective of a boy
Who's learnt to love you but has also learned to grow.
Could we make it better, stormy weather?
So I don't know.
Is there anybody home?
Who will believe me, won't deceive me, who'll try to teach me?Is there anybody home?
Who wants to have me, just to love me?
Stuck in the middle.
Care to put your life in mine?
Looking at life from the perspective of a boy
Who's learnt to love you but has also learned to grow.
Could we make it better, stormy weather?
So I don't know.
Is there anybody home?
Who will believe me, won't deceive me, who'll try to teach me?Is there anybody home?
Who wants to have me, just to love me?
Stuck in the middle.
Dershane olmamasının zevkini bile çıkaramadım bu haftasonu. Ne Cuma akşamı ne de dün akşam rahat uyuyabildim. Hep bi kabusla nefes nefese uyanma durumundaydım. Cumartesi akşamı en azından kızlar bizdeydi. Onlar da gelmese kafayı sıyırmış olurdum herhalde. Neyse garip garip kabuslar görüyorum işte hep. O yüzden güne zaten keyifsiz başlıyorum. Ayrıca son denemelerim o kadar kötü ki İstanbul içinde okuyabileceğimden şüphe etmeye başladım. Üstelik ilk sınava sadece 3 ay kaldı. Ya kazanamazsam? Ya istediğim bölüm olmazsa? Ya önümdeki 4 yılıda lisedeki gibi mutsuz geçirirsem? Ya 4 yılın sonunda elimde sadece boş bir diploma olursa? O kadar karışık ki kafam.
Hee bi de bütün bu iğrenç kabusların üstüne tüm gün kendime ders yapma konusunda baskı yapıyorum. Ama çok kısa sürelerle konsantre olabiliyorum. Tam gece oldu yapacağımı yaptım artık biraz uyuyim dediğim sırada bir arkadaşla yaşanan tartışma, bu haftasonuna koskocaman son noktayı koydu.
Evet efendim, böyle güzel haftasonunun üzerine bir bardak soğuk suyu afiyetle içiyorum.
Aslında şu an daha çok yazma potansiyelim var çünkü; tartışma sayesinde, içimde saklı olan sinir, kavga, dayak, şiddet vb. vahşi duygular dışarı çıkmış durumda.
Aynen şunu yapmak istiyorum mesela kendime:
(Suç sende değil; ama anlaşamıyoruz. Ciddi anlamda anlaşamıyoruz. Ben sadece şaka yapmışken, sen 1 "buçuk" günleri hesaplıyosun, ve o yüzden seni cezalandırdığımı falan sanıyosun. Gerçekten üzülüyorum. Keşke olmasaydı hiç böyle şeyler.)
Her neyse kafam zaten kazan gibi. En iyisi uyumak, yarın ki İspanyolca sınavından alnımın hakkı ve teriyle şöyle güzeel bir "1" almak ve tıpış tıpış eve dönüp, ertesi günki sınava çalışmaya çalışmak...
"Güzel günler" beni de bekler misin?
İyi geceler size... (Umarım bende kabussuz bir uyku geçiririm.)
Gönderen
borderlessdreamer
zaman:
01:34
Galiba yoruldum, Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, Kendime kalbimi kanıtlamaktan, Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan, Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum. Can Yücel
Growing up...
Tired of living in this modern land
Too many ideals to meet with its demands
Tired of looking for sympathy
Got to learn to stand on my own two feet
Faith, Hope, Love
Be Enough!
Too many ideals to meet with its demands
Tired of looking for sympathy
Got to learn to stand on my own two feet
Faith, Hope, Love
Be Enough!
Kendi Kendimi Sorgulamalar
Bu aralar kafam karışık. Bütün problem bu.
"gözü döner adam asar
sonra mars'ta hayat arar
canlı yayında şeytanlar
bir melek, bir şehir, bir dünya var mı?
bir insan, bir güzel, hala aşk var mı? " Redd
" Olmalı mı olmamalı mı?
Yoksa hiç değişmemeli mi?
Ama ben değişmezsem,
Ben olamam ki
Görmeli mi görmemeli mi?
Yoksa hiç bakınmamalı mı?
Ama ben bakınmazsam,
Hiç göremem ki
Sevmeli mi sevmemeli mi?
Yoksa hiç beğenmemeli mi?
Ama ben beğenmezsem,
Hiç konuşmam ki
Bilmeli mi bilmemeli mi?
Yoksa hiç öğrenmemeli mi?
Ama ben öğrenmezsem,
Hiç olamam ki " Bülent Ortaçgil
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)