En yakınlarım uzağa giderse, uzaklar kısalır mı?
Sevdiğin kişiye iyi bak,
İhtiyaç duyduğun kişiye iyi bak,
Sana en çok ihtiyaç duyana,
Evden uzak olan birine, ruhunu dolduran birine iyi bak.
Çilek tadında yalnız bir gündü bugün.
Evde yalnızdım.
Mutlu uyanmıştım.
Odamı topladım.
Ben mutfakta şunları yaparken hep bunu mırıldandım.
"And the sun in the arms of love..."
"Dakikalarımızın sayılı olduğunu biliyor ama saymaya cesaret edemiyordum, tüm bunların nereye doğru gittiğini biliyor ama kilometre levhalarını okumak istemiyordum. Dönüş yolunu bulmak için ekmek parçalarını, kasten, bırakmadığım günlerdi; yedim onları."
"O geldi. O gitti. Başka hiçbir şey değişmedi. Ben değişmedim. Ama yine de hiçbir şey aynı olmayacak."
"O geldi. O gitti. Başka hiçbir şey değişmedi. Ben değişmedim. Ama yine de hiçbir şey aynı olmayacak."
Melis merhaba, bu gece yalnız kalmak istemiyorum, müsaitsen ses tellerinle uyuyabilir miyim? Sabah erkenden gidersin.
Gönderen
borderlessdreamer
zaman:
13:01
Üzülmek için çok geç.
Hızlı gittim, genç öldüm, tur bindirdim ben ömrüme.
Voyage au bout de la nuit.
"İçimdeki her şey ardında dipsiz bir yorgunluk bırakarak akıyordu. Buna karşı koymak, onun arkasından koşmak, kırıkları yapıştırmak, saati geriye almak, bir şeyler yapmak istedim. Adını haykırdım ama bu ses sadece kafamın içinde yankılandı. İstese bile beni duyamazdı."
Dilime dolandı, söyledikçe düğüm düğüm oluyor.
"And it's over,
And I'm going under,
But I'm not giving up,
I'm just giving in.
In the arms of the ocean, so sweet and so cold,
And all this devotion I never knew at all,
And the crashes are Heaven, for a sinner released,
And the arms of the ocean,
Deliver me.
Never let me go, never let me go.
Never let me go, never let me go."
And I'm going under,
But I'm not giving up,
I'm just giving in.
In the arms of the ocean, so sweet and so cold,
And all this devotion I never knew at all,
And the crashes are Heaven, for a sinner released,
And the arms of the ocean,
Deliver me.
Never let me go, never let me go.
Never let me go, never let me go."
one day closer to death
Yaşamak bir yasa değilken neden intihar bir seçenek olamıyordu?
Halbuki yasalar bile çiğnenmeye açıktı.
Bazı günlerimi bunun cevabını bulmaya harcıyorum.
En çok o günlerde ölüme yaklaşıyorum.
Ve geriye kalan insanlar ölümden kaçıyorlar. Yaşamı bu kadar kabullendikleri halde, ölümden ölesiye korkuyorlar. Çünkü hakimiyetleri yalnızca yaşarken geçerli. Bunu biliyorlar ve ölüp hiç olmak istemiyorlar. Kimse hiç olmak istemez, herkes bir şeyler olmak ister. Tek, özel ve değerli bir şey.
Halbuki yasalar bile çiğnenmeye açıktı.
Bazı günlerimi bunun cevabını bulmaya harcıyorum.
En çok o günlerde ölüme yaklaşıyorum.
Ve geriye kalan insanlar ölümden kaçıyorlar. Yaşamı bu kadar kabullendikleri halde, ölümden ölesiye korkuyorlar. Çünkü hakimiyetleri yalnızca yaşarken geçerli. Bunu biliyorlar ve ölüp hiç olmak istemiyorlar. Kimse hiç olmak istemez, herkes bir şeyler olmak ister. Tek, özel ve değerli bir şey.
Birikintilerim yalnızlığıma damladı.
"Su birikintilerini aynı ritimle geçiyorduk, nefeslerimiz eşzamanlıydı."
"Anlamlı olan son gün, o gündü.
Sonrası ise, öylesine bir hayat."
-Annelies Verbeke
Aynadaki kırık gülümsememde sen varsın.
Gönderen
borderlessdreamer
zaman:
17:54
With every smile comes my reality, irony.
You won't find out what has been killing me.
Can't you see me?
Can't you see?
You won't find out what has been killing me.
Can't you see me?
Can't you see?
Benimle ilgili her türlü yükten ölesiye korkuyorsun. Bu beni öldürüyor, bilmiyorsun.
It's not because you still care or you can't stand to see me like that. It's only because you don't want to be the reason why.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)